17 Nisan 2012 Salı

ya o benim ki değilse?




dün akşam ud kursum berbat geçti. hatta tüm akşamım ve gecem. mutsuz koydum yastığa başımı.mutsuz da uyandım. cinsim evet. ben böyleyim düzelmem de sanırım. sonu iyi bitti ama. tamam durun başından anlatayım.

şevkle gittim yine ud kursuna.hocama bayılıyorum. hayranım  onun tutkusuna.tarzına. sesine.bir konuyu anlatma biçimine.asaletine. 2011 biterken başıma gelen en güzel şeydi onunla tanışmak abartmıyorum. neyse işte. gittim her zaman ki gibi güler yüzlü kocası karşıladı beni aşağı müzik odasına kadar eşlik etti. sonra hocam her zamanki ışık saçan melek yüzüyle kahvemizi yaptı.sohbetimizi ettik.ardından benim ud'uma akort yaptı dersin başında her zaman yaptığı gibi.kendi bestesini çaldı o tatlı sesi ders öncesi beni kendimden geçirdi. güzelce başladık derse.

ama sonra işte oldu olan.hocamın 2 ud var odasında o da zaman zaman eline alıp bana bazı şeyler gösteriyor.dün akşam 3.ud çıkmış ortaya.öğrencilerine gerektiği zaman verdiği ud imiş.öğrenci ile işi bitmiş ve yeniden hocama gelmiş.ve o ud benimkinin aynısı.tıpkısı.ankara da meşhur bir albay var onun yaptığı ud ikisi de. derse başladıktan bir 10 dakika falan sonra hocam "udlar karışmış sanırım bu ud senin olabilir" dediği an da ikisini yan yana getirip de kendimin ki hangisi diye emin olamayınca nasıl olduğumu tarif etmem olanaksız.zaman ilerleyip yok bu senin yok o senin yok bu benim sesleri ile havası sönmüş balon gibi kalakaldım öylece. derse devam ederken elimdeki ud ile karşıda hocamın elindeki ud dışında bir hayat olmadı o an dan sonra. ve derse devam edemedim.

oldum olası nefret ederim ben doktorum diyenden.benim arabam diyenden.benim evim benim sevgilim benim bahçem benim yazlığım. itici gerçekten sahip olduğu her ne ise onunla kendini var eden insanlar. ama bu öyle bir şey değildi. o benim udumdu evet. ben dokundum.ben sarmaladım.parmak izlerimden ruhum geçti ona.lal oldum sesim çıkmadı. hocam şaşırdı ne oldu sana diye. kadıncağız öyle tatlı ki "üzülme lütfen denersin bakarsın o ud seninki değilse yeniden değiştirirsin olmadı bunu da sana veririm bile dedi kadın.ama ben düzelmek yerine daha kötüye gittim. derse devam edemeyecek kadar. bir ara hocam beni rahatlatmaya çalışırken gözyaşlarımı burnuma verdiğimi hatırlıyorum.tuhaf bir ruh hali. saçma gelebilir size.yazarken şimdi bana da tuhaf geldi.ama olan bu idi akşam.

ders yapamayınca diğer ikinci saatte iki udu inceledim. ve sonunda hocamın o senin değil sanırım dediği udu bu benim diyerek (yarım saatten fazla sürdü elleme yoklama bakma) kılıfına koyup kendimi dışarı attım.hocamdan defalarca özür dileyerek. arabaya giderken hadi ağla madem dedim yalnızsın bu defa yaş çıkmadı iyi mi? ağlasam rahatlayacam içimdeki o kavrukluk geçecek belki ama yok arkadaş yok gözyaşlarım melih gökçeğin fiskiyelerinden birinde tıkılıp kalmış.

eve geldim.açım. ama yutacak çiğneyecek halim yok o derece berbatım..udumu kılıfımdan çıkarmadan koltuğa attım.bilgisayarı açtım. içimi bir arkadaşıma açtım. rahatladım biraz onunla sohbete devam ederken udu kılıfından çıkardım. biraz daha iyiydim. sonra arkadaşla sohbete devam ederken unutmuşum ud olayını.ne zaman iyi geceler deyip vedalaşınca odama giderken yine aynı öksüzlük.sabah da sevimsiz uyandım.

sabah işe giderken  aklıma meriç lerin bana geldiği gece geldi. o gece ud ile yakından fotoğrafımı çekmişlerdi. o fotodan desenlerden benim udumu kesin ayırt ederim dedim ve nitekim aynen öyle oldu.canım arkadaşım meriç  :) sayende neşem yerine geldi. iyi ki çekmişsiniz o fotoyu. bundan sonra fotoğraf çektirme fobimi yeneceğim her saniye fotomu çektireceğim dedim:)

ve hocamın bile ayırt edemediği udlardan benim olanı seçip eve getirdiğim için uduma sadakatımı kanıtladığım için inanılmaz mutlu oldum.

bitti tamam. dağılabiliriz:)





2 yorum:

  1. Diğerini almazdın, alamazdın, "senin" sanamazdın zaten :)

    YanıtlaSil
  2. anlamazdın anlamazdın :)

    YanıtlaSil