16 Nisan 2012 Pazartesi

closer







dürten film. tehlikeli sularda yüzen film.

defalarca izlenesi bir film aynı zamanda.

filmi izleyen okusun artık!



2 erkek 2 kadın 3 ilişki 1 tane de olduğu söylenen ama bence olmamış olan bir cinsel ilişkinin filmi..(alice ve larry yatmadı lan!)  tabi biz hep üçgen ilişkilere alıştığımız için hani bir erkek iki kadın.ya da bir kadın iki erkek. bu okey gibi dört kişi arasında gidip gelen bir ilişki. durun okey demeyelim de briç diyelim biz ona basit akmıyor zira okey gibi. bitmiş de okeye dönen hiç bir kahraman yok. konu aldatma, zaaflar, kararsızlıklar, ilişkiler.. hakikat peşinde koştuğu sanılan ama hakikat çukurunda yok olan ölüm ilanı yazan erkekle, kendine uzak ne istediğini bilmeyen, hakikatı fotoğrafı çektiği insanların yüzünde yakalamaya çalışan kadın. iki güçsüz karekter. ikisinin de ömür boyu huzuru ve mutluluğu bulması imkansız gibi görünüyor.






film bu iki ezik iki şapşal anna ve dan ikilisinin güçlü sevgilileri; ne istediğini ya da ne istemediğini bilen alice ve larry arasında çok sağlam çok gerçek diyaloglarla yerden yere vuruyor. tehlikesi burada başlıyor işte.

film boyunca acaba hangi kahraman daha mağdur, hangisi daha aşık, hangisi daha kararlı, hangisi daha tutkulu gibi bir dolu sorular sormak istiyorsunuz ama film sürekli ters köşeye yatırdığından hızlı aksiyonla ilerlediğinden tüm soruları film sonuna erteliyorsunuz.







sanatla uğraşan anna ve dan'ın (bu arada dan tam o dangalak karektere uygun bir ad bravo!) daha kararsız ve güçsüz olması tesadüf mi bilinmez, gerçi insan psikolojisini iyi inceleyelim diye "tesadüf" lerden çok yararlanılmış filmde. belki de tiyatro oyunundan beyazperdeye aktarıldığı için öyle kurgulanmış bilemeyeceğim ama yönetmen mike nichols çok mükemmel bir iş çıkarmış bence.









 özellikle doktor larry'i oynayan clive owen adeta döktürmüş. baştan sona film boyunca kötü karekter gibi vahşi ve şehvet düşkünü biri gibi görünen doktorun başarısının filmi aslında . dermatolog değil de psikiyatri uzmanı gibi anna ve dan'ın zayıflıklarını labirentlerde gezdirdi ama alice ile bunu başaramadı. alice filmde en özgün en radikal en sağlam karekterdi bu arada. dördü arasından alice her durumda tek geçilir. benim kahramanım hep alice idi. bunu belirtmeden geçemem elbette.





---
dan - seni seviyorum
alice -hani nerede sevgin? göster bana. bu sevgi nerede? göremiyorum! dokunamıyorum! hissedemiyorum!. sadece işitiyorum.
---
dan-bana gerçeği söyle
alice-neden?
dan-çünkü gerçek olmadan hayvandan farkımız yok!

filmi seneler evvel izledim. nedense çok beğendiğim filmleri anlatma konusunda evladına iğne yapamayan doktor anne gibiyim. panikliyorum filmi eksik anlatacağım diye ne yazsam tam anlatmamş olacağım sanki. filmi dün tesadüfen yakalayınca dijitürk te bu defa yazmam gerekli gibi hissettim.







closer içinden oyunlar çıkarabileceğiniz bir film. mesela uzun kış gecelerinde tabu oynar gibi filmi izlemiş arkadaşlarınızla ile saatlerce bu film hakkında eğlenceli sohbetler çıkarabileceğiniz film. malzemesi bol film kısaca. ve filmin başına ve sonuna yerleştirilen o muhteşem şarkı ve muhteşem yürüme sahnesi duvara karşı filminin biber dolmalı rakılı sahnesi gibi defalarca ve defalarca izlenen sahnelerinden. 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder