1 Nisan 2012 Pazar

geçiyor zaman

şimdi şöyle oldu bugün rüyamda yılmaz özdil'i gördüm. karışık bir cinayeti çözdük.aksiyon çoktu.film gibi idi. öyle olunca 8 de canlı canlı tatlı tatlı uyandım.
bir sağa  bir sola baktım.tekrar sağa bakmadan giydim yürüyüş kıyafetlerimi koydum siyahları makinaya kulağımda redd,pilli bebek. ohh mis gibi. yürüdüm yürüdüm.yürümenin tadını unutmuşum.gülümsedim tat aldıkça.1.5 km gidiş 1.5 km geliş. 1km den fazla da alana gidiş oldu mu 4.5 km ye yakın.oldu oldu.
sonrası güzel kahvaltı güzel müzik güzel çay.hayat güzel. daha güzel olacak.

yürürken yalan konusuna odaklandım.neden yalan söyleriz? neden yalan söyleyen atarlanır?neden yalan söyleyen yalanı ört bas etmek için sana saldırıya geçer suçlar suçlar.hakikat neden insanları korkutuyor bunları düşündüm.sakin ve telaşsız düşündüm.serra yılmaz sakinliğinde düşündüm.içim hafifledi.hafiflettim. zira yalan söyleyen  seni aptal yerine koyuyor diye delleniyordum.sonra düşündüm aptal değilim. aptal değil hiç kimse. aptalı oynayanlar da var. göze alamıyorlar o yalancıyı kaybetmeyi. yalanın gerçeğini de.hayatımda bana en yakın olan insanların yalanlarını düşündüm.bana değil herkese aynı yalanı söyleyen 1.derece yakınımı,en basit konularda gereği olmadığı halde yalan söyleyen diğer yakınımı. arkadaşlarımı.onları anlamaya çalıştım neden yalana ihtiyaç duyduklarını.salla gitsin inanır gibi yap dinle diyemiyor bünyem. yalan olduğunu bile bile inanır gibi  dinleyince de duvar gibi olman lazım.yapım gereği duvarda olamıyorum hiç. sahi bazı insanlar nasıl beceriyor onu? sanki doğuştan botokslu mimikleri ruhları halleri.soğukkanlılık değil bu. kayıtsız kalabilmek sonradan öğrenilecek bir şey mi acaba?

geçen sene ile bu sene arasındaki farkı düşündüm yalan konusunu kafamda bitirince.1 yılda neredeydim nereye geldim gibisine. yürüyüş alanım bile değişti. evim değişti.bazı eşyalarım değişti.hayatım değişti.sigarayı bıraktım.uda başladım.ve en hüzünlüsü bugün güzel yengemin doğum gününü kutlayamayacağım.her 1 nisan da onu her aradığımda" senden başka doğum günümü hatırlayan yok" dediğini duyamayacağım bugün. dramatik bakmıyorum.gökyüzüne gitti o toprağa değil.bana göre insanlar ikiye ayrılır.iyiler ve kötüler. kötüler toprağa girer solucanlar iyice yer onları.iyiler gökyüzüne uçar.ne zaman baksak ordadırlar. güzel yengem benim.bu gece en parlak yıldız sen olacaksın gökyüzünde.emanetlerin için endişelenmediğini görüyor olacağım ben o parlaklığında. bu gece sana mumlar yakacak ay. pastanın yazısını dünyalar güzeli ilknur-ilker ve  ağbimle beraber yazdık;

"sen aramızdan hiç ayrılmadın.ayrılmayacaksın.iyi ki yengemdin iyi ki annemizdin iyi ki karımdın" 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder